Sepsis, vücudun her hangi bir infeksiyonuna karşı, kendi organ ve dokularına zarar verecek şekilde oluşturduğu kontrolsüz cevapdır. Sepsise yol açan enfeksiyonların başında zatüre, idrar yolu enfeksiyonları, deri veya yara enfeksiyonları, karın içi infeksiyonları ve menenjit gelmektedir.
Tüm dünyada görülmekle birlikte, sıklıkla düşük ve orta düzey gelirli ülkelerde anne ve bebek ölümlerinin en başta gelen sebepleri arasındadır. Sepsis, her yıl yaklaşık 50 milyon kişiyi etkileyen ve 11 milyon ölüme yol açan acil bir durumdur. Bu da kabaca 3 saniye bir ölüme denk gelmektedir. Ölümle sonuçlanmadığı durumlarda ise ömürboyu süren rahatsızlıklara neden olabilmektedir.
En sık bulguları arasında yüksek ateş, üşüme tireme, kas-eklem ağrıları, özellikle ileri yaşlarda daha sık görülen bilinç bulanıklığı, konuşma bozukluğu, nefes darlığı, idrar yapamama, ciltte kırmızı lekeler görülmektedir. Erken saptanıp tedavi edilmediği taktirde, ölüme kadar giden ciddi sonuçlar doğurmaktadır.
Herkeste görülebilme ihtimali olmakla birlikte en sık;1 yaş altı bebekler, 60 yaş üstü erişkinler, kronik karaciğer, böbrek, kalp ve akciğer hastalığı, şeker hastalığı, AIDS, kanser gibi bağışıklık sistemi zayıflatan hastalığı olanlar ve dalağı ameliyatla alınmış hastalar risk altındadır.
Korunmak için en önemli yol hastalıklara karşı aşılanmak, el yıkama alışkanlığının edinilmesi, temiz su ve temiz gıda, güvenli doğum ve farkındalıktır. Sepsis önlenebilen bir hastalıktır, bu da ancak farkındalığın artması ile mümkündür. Farkındalığın artırılması için Uluslararası Sepsis Birliği (GSA) tarafından 2012 yılından itibaren 13 Eylül Dünya Sepsis Günü olarak anılmaktadır.
Unutmayalım;’’ SEPSİSTE FARKINDALIK HAYAT KURTARIR’’